Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
İlahi egemenlik düşünüldüğü gibi büyüklük kavramında ifade bulmaz tam aksine ilahi egemenlik tohum seviyesinden başlar ve hiçlikle bütünleşerek ilahi düzeye ulaşır.
“Yıkamazsam yanımda yerin olmaz”-Yuh.13:8
Dışa Kilitlenme Sonuçları
"-Kutsal ruh bütün yüreklerde açılır."
Tanrı ayırt etmeksizin her kişinin yüreğini Müjde için hazırlıyor.
Mesih İsa'nın tanımına anlatımına göre kilise beden demek, Manevi bir beden. Bu beden aynı zamanda büyük bir sorumluluk getirir.
“Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?” “On iki” dediler.” — MARKOS 8:18-19
"Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” - Yuhanna 16:33
Gerçek Olma Yolunda: Görünürde bir çocuk masalı gibi olan Pinokyo'nun hikayesi, aslında insan ruhunun ilahi potansiyeline ulaşma sürecini, yani manaya uyanışını simgeliyor….
Kalbimizin genişlemesiyle Mesih merkezli yaşam sürecinin başlaması: Kadim bilgelik bize , "Her şeyden önce, ama herşeyden önce kendi yüreğini koru ki, gerçek yaşam ondan kaynaklanır." der Süleyman'ın Özdeyişleri 4:23 de…
Korku ve yargılama eğilimlerimizi fark ettiğimizde , Yaradanın yetkin, koşulsuz sevgisini (agape) içselligimizde bulmaya başlarız.Bir kıvılcım yanar, kalpteki noktamiz devreye girer. "Her şeyi sevgiyle yapma" ilkesini hayatın merkezine koyar, eylemlerimizin ve kararlarımızın temeli haline getiririz.
Mesihteki yeni yaratılış kimliğimize adım attığımızda, zamanın dokusunun değiştiğine tanık oluruz. Maddi alemde alışık olduğumuz katı ve doğrusal-lineer zaman akışı, manevi alemin eşiğinde adeta eriyip gider. Burada, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçer; sanki zamansızlığın sonsuz okyanusunda adeta yüzeriz veya ahenk ile dans eder gibiyizdir.
İyileşme ve dönüşüm, mana yolculuğumuz da kendimizin en iyi versiyonu olmak için çıktığımız bir serüvendir. Bütünsel iyileşme, Kutsal Kitap'ın vaatlerine dayanarak, hem fiziksel hem de ruhsal hastalıklardan kurtuluşu içerir.
Hepimiz mana yolunda birlikte ilerliyoruz, ancak bu yolculukta kendimizi nerede bulduğumuzu, ne kadar ilerlediğimizi veya hangi aşamada olduğumuzu büyük olasılık pratikte merak ediyoruz ve bu yüzden de kafamızda bir çok derin soruların cevaplanmak üzere yer aldığını birebir sohbetlerimiz esnasında dile getirebiliyoruz…
Hepimiz mana yolunda birlikte ilerliyoruz, ancak bu yolculukta kendimizi nerede bulduğumuzu, ne kadar ilerlediğimizi veya hangi aşamada olduğumuzu büyük olasılık pratikte merak ediyoruz ve bu yüzden de kafamızda bir çok derin soruların cevaplanmak üzere yer aldığını birebir sohbetlerimiz esnasında dile getirebiliyoruz…
Bugün, Elçilerin İşleri 12:1-18 kadar olan ayetler üzerine, paylaşımında bulunmak istiyorum. Ayeti okumaya geçmeden önce, genel yapıya kısa bir özetle bakarsak, Kral Hirodes'in kiliseye,topluluğa zulmetmeye başladığı, Yakup'u öldürttüğünu görüyoruz. Mayasız ekmek bayramı veya Fısıh Bayramı sürecinde Elçi Petrus'u hapiste zincirlenmiş halde yargılanmak üzere beklettigi ve de Petrusun durumunun oldukça umutsuz görünmesine rağmen Rab'bin meleğinin mucizevi bir şekilde onu nasıl hapishaneden kurtardığı anlatılıyor.
Elçilerin İşleri 10:1-48, bizlere Tanrı’nın lütfunun, sevgisinin ve planının sınır tanımadığını, dualarımızı işiten, sadakalarımızı gören ve O’na yürekten iman eden herkesi ister Yahudi-Romalı-İtalyan, etnik ırk ayırt etmeksizin kabul ediyor mesajını bu ayetlerde çok net görmekteyiz…
“Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız. Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız." Matta 7:1-2 İlk önce yargılamanın tehlikesinden bahsediyor ve komşumuzu ,kardeşimizi yargılamanın bumerang etkisine sahip olduğunu vurguluyor.
İşte bu tarihsel referans da, bizi hayatın en temel sorusuna getiriyor: "Ben kimim?" Dünyadaki tüm ızdırap ve mutsuzluklar, aslında kişiselleştirilmiş 'ben' ya da 'biz' duygusundan kaynaklanır. Bu duygu adeta özümüzü örter ve gizler. İçsel özümüzün farkında olmadığımızda da, sürekli ızdırap ve mutsuzluklar yaratır dururuz.
Farkındalık, genellikle "bilinçli farkındalık" veya "mindfulness" olarak bilinir ve şu anda ne yaptığımızın, hissettiğimizin, düşündüğümüzün tamamen farkında olma durumudur.
Realitede esasen iki güç işliyor: Yaradan ve yaratılan. Maneviyatta bu, ışık ve kab olarak ifade edilir; yani Yaradan ve yaratılan arasında ki bir diyalog ve bağdan bahsedilir Tıpkı Eden bahçesinde ki örnek gibi…
Şimdi özgür olmak demek, öncelikle beni bu şekilde yaşamaya zorlayan doğamızdan kurtulmak demektir.
Hep söylüyoruz, mana yolu çalışmalarımız da insan sevgisi çok önemli bir konsepttir. Bu olmadan Yaradan’ı ne algılayabilir ne de hissedebiliriz…
Yaradan her birimize kendinden bir parça vermiştir ki, bu parça bizi hayatta tutan gücün kaynağıdır. Kalpteki nokta, aslında içimizdeki bir arzudur; hayatın anlamına ve köklerimize, yani yaratılış amacımıza olan eğilimimize işaret eder.
Pentikost, Yunanca "ellinci" anlamına gelen "pentēkostē" kelimesinden gelir ve Paskalyadan elli gün sonrasını ifade eder.
Rev. Turgay Üçal - Pentekost Bayramı Konuşması
Hannah, Kutsal Kitap'ta, özellikle de annelik, sabır, iman, teslimiyet, umut ve duaların gücü konularında ustalığıyla bize derin dersler veren bir kadındır…
İçsel mana yolculuğumuzdaki,değişim dönüşüm sürecinde karşılaştığımız tüm zorlukların,acıların tek tek üstesinden gelebilmek için, İsa Mesih teki içsel aydınlanın 4 önemli unsuru…
Bilgiyi, doğru kullanmak gibi bir arzum isteğim, niyetim yoksa tahmin edemeyeceğimiz bir yaratığa, negatifliğe, sorumluluk almadan sadece zevk almak için yaşamaya ve etrafımıza zarar vermeye, egoistçe almaya dönüşür …
Bilme halinde olmakla, bildiğimiz şeyin haline bürünmek arasında büyük fark vardır. İşte değişim dönüşüm , zincirlerden kurtulup özgür olmak o zaman başlar…
Her Yere Giderim Rab İsa ile
Yücelik Görkem Sendedir Ya Rab
Rabbim Rabbim Sanadır Hamdim
Rab Sen Eşsizsin
Düştüğümde Rab Elini Uzat
Kurak toprak gibi seni çok özlüyorum
Mesihim, Mesihim
Yükselt sesin yer, dinlesin gökler!
Dinlesin, dinlesin, dağ taş dinlesin!
Dinlesin, dinlesin, yer gök inlesin!
Ah! Sen’sin Yaratan, Mesih Kurtaran!
Tut beni ve sakla sevginle kalbinin derinlerinde,
ya Rab öyle çok istiyorum ki
Al şimdi beni kollarına, sakla beni kutsallıkta,
ya Rab öyle çok muhtacım ki
Sibel Üçal'dan bir Doğuş (Noel) İlahisi
Piyano -Gülmira Başaran
All Saints Moda Kilisesi
Baş Pastörü Rev.T.Üçal
All Saints Moda Kilisesi
Baş Pastörü Rev.T.Üçal
Senin sevgin ömürden güzeldir
Kuzu postunda görünen çoktur,
Senden başka kurtaran yoktur.
Hep karanlık. Nerde Işık, nerde aydınlık?
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.